
Fotoğraflarla aranız nasıl bilmem ama benim fotoğraflarla hikayem oldukça renklidir.Fotoğraf çekmeği değil belki ama; fotoğraf çekinmeyi hele hele de fotoğraflardan hayatı izlemeyi oldukça çok severim. Eğer siz de fotoğraflara dikkatli bakarsanız, çok güzel bilgi kırıntıları bulabilirsiniz hayata dair.
Benim çok hoşuma gider her an poz vermek için hazır olan insanlar. Onların bu hali beni oldukça neşelendirir. Anlık zamanlarda anlık fotoğraf çektirmek isteyenler vardır ya! Hani şu şekilden şekile giren, her deklanşörde farklı bir havaya bürünen insanlar… Onları izlemek, çok hoş ve eğlenceli bir tiyatroyu izlemenin keyfini verir insana. Eğer bir de onlarla uzun bir yolculuğa çıktıysanız; çok hoş dakikalar size bekliyor demektir. Hatta yanınıza bir kutu dolusu mendil alsanız iyi edersiniz, gülmekten gözlerinizden yaşlar boşalacaktir da ondan.
Diğer taraftan; fotoğraflar, insanların hayat biçimlerini, kişiliklerini ve karakterlerini tanımak için de müthiş ipuçları verir size.Hiç şüpheniz olmasın,fotoğrafları dikkatle incelemeniz, size muhteşem bir hazinenin kapısını aralayacaklardır.
Kişinin resimdeki duruşu, çevreye göre giydiği kıyafet,o anki gülümsemesi,gözyaşları, o anki bulunduğu yer, resimlerdeki arkadaşları, tabağındaki yemek ve bunun gibi birçok şey, size onun karakteri ve kişiliği ilgili doğru kararlar vermenizi sağlar.
Hemen burda şundan bahsetmek isterim.
Tabiri caizse, Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında kurtlar sofrasında kurtlarla beraber uluyup, koca devleti otuzüç sene boyunca birçok badireden atlatarak ve müthiş projelere imza atarak yöneten İkinci Abdulhamit Han bunu nasıl başardı dersiniz?
Öyle ki, çoğu zaman sarayından çıkmamağı tercih eden dahi bir padişah, kilometrelerce genişliğindeki bir Coğrafya’yı nasıl hükmetmiş olabilir ki?
Bu başarı, pek tabi bir sebebe bağlanamaz ama burda, şunu sormak isterim size;
İkinci Abdulhamit Han’ın Dünyanın en geniş fotoğraf koleksiyonlarına sahip olduğunu biliyor muydunuz?
İkinci Abdulhamit Han, kurmuş olduğu özel bir ekibe imparatorluğun en uç köşelerinin fotoğraflarını çektirir ve sonrasında da, o fotoğrafların üzerinde derin düşüncelere dalıp, serhatlerin halini anlamaya çalışarak, ona göre politikalar üretirdi.
Ben bunları Mustafa Armağan’ın ‘Kurtlarla Dans Etmek’ kitabından okuduktan sonra, İkinci Abdülhamit Han’a hayranlığım biraz daha artmış ve artık benim de fotoğraflarla hikayem çok farklı ve anlamlı bir boyuta taşınmıştı.
Bundan sonradır hep gidip görmediğim veya bir sebeple ulaşmadığım hayatlara fotoğraflar aracılığıyla ulaşır olmam… Hep bundan sonradır fotoğraf aşkımın başlaması…
Öyleki çok yakın zamanda hayatımın en önemli dönemeçlerinden birinde vermiş olduğum kararda, konuya dair sahip olduğum fotoğrafların çok büyük etkisi oldu. Fotoğraftaki ufacık bir ayrıntı zihnimde firtınalar kopartarak,o konuyla alakalı birçok şeyi tekrar gözden geçirmeme ve farklı bir karar gitmeme sebep oldu.
Eğer siz de fotoğrafların ne kadar kıymetli bir hazine olduğunu farkına varırsanız; onlar da kapkaranlık bir tünelde ışığınız olmak için can atacaklardır.Bundan emin olabilirsiniz.
Keyifler Olsun…Muhabbetlerimle..
Bir yanıt yazın