
Tek çırpıda söyleyebileceğim: Kuşlar kadar özgür olmak…
Uzun süreli profesyonel hayatımda, üst yönetimdeki kişiler bana her daim geniş bir alan bırakmışlardı. Bu alanda çok güzel hikayeler yazmaya gayret ettim. Ancak zihnimin bir köşesinde, her zaman hayali de olsa, bir sınır vardı. Şimdi ise böyle bir sınır yok. Bu, gerçekten muhteşem bir his. Hele ki bunu 40’lı yaşlara gelmeden gerçekleştirebilmiş olmak, Allah’ın bir lütfu olarak görüyorum.
Elbette bu aşamaya geçişte sıkıntılar olmadı değil, özellikle son adımlarda… Ancak bu, şafak sökmeden önceki karanlığın en koyu anı gibiydi. Bir doğum sancısıydı diyebilirim.
Her sabah şimşek gibi yataktan fırlayıp hayatımdaki her anın muhteşem hikayelere aday olduğunu bilmek inanılmaz keyif verici bir duygu.
Elbette hayatta beklentiler, şartlar ve kişilerin karakteristik özellikleri farklı olabilir. Ancak şu gerçeği bilmek gerekir: İnsan, hayalini kurduğu patikada ailesiyle ve dostlarıyla özgürce, keyifle yürüyebiliyorsa gerisi pek de önemli değil. Her şey bir şekilde yolunu buluyor.
Haftaya bir kitap analizi ve girişimciliğin en önemli düsturlarından biri olan Bileşik Etki: Küçük Adımlar Büyük Sonuçlar kitabını inceleyeceğim. Yakında kişisel web sitem üzerinden denizcilik, girişimcilik, edebiyat ve seyahat üzerine yazılarımı paylaşmaya başlayacağım.
Güzel patikalarda yürümeye devam…
Bir yanıt yazın