
Denizcilik Girişimcisinin İlacı Varlıklı ‘Mutlu Azınlık’ mı?
Denizcilik Sektöründeki Girişimcilere ve Kendime Not-2
Her bir müşteri çok kıymetlidir. Firmanın bir gemisi de olsa yüzlerce gemisi de olsa en iyi hizmeti en iyi şekilde hak eder ve verilmelidir de. Bununla beraber, denizcilik sektöründe müşteri hedeflemesi yaparken 80/20 kuralı ile bir bire işlemektedir. Yani, yüksek cirolara ancak çok büyük filosu olan müşterilerle ulaşabilirsiniz. Aslında, diğer bir kapitalist ifadeyle her daim “mutlu azınlık” ile iş yapmak, sizi istediğiniz hedeflere çok daha hızlı ulaştıracaktır.
Ancak bu, yeni girişimler için oldukça iddialı bir söylemdir. Bu sebeple, daha orta ve orta olmaya namzet firmalara, yani değişime ve gelişime daha açık firmalara ulaşmak çok daha kolay olabilmektedir. Aslında bu da, orta yollu ve dengeli gitmenin başlangıç olarak daha mantıklı ve elzem olduğunu bize gösteriyor. Çünkü çok küçük gemi sayısına sahip armatörlerdeki iş hacmi, başlangıçta motivasyon yükseltmek için yeterli olmayabilir. Bununla beraber, yüksek gemi sayısına sahip armatörler – hacmin ve büyüklüğün doğası gereği – rotasyon değişikliği, alışkanlıkları bozma, teknik ekibin ve satın almacıların konfor alanının yüksek olması, bürokratik yapı gibi sebeplerden dolayı yeni tekliflere, yeni oluşumlara kapalı olabilmektedir. Bu sebeple, gemi sayısı 3-4 ile 12-15 arasında olan firmaları hedeflemek ve ona göre stratejiler belirlemek başlangıç için daha makul ve mantıklı olabilmektedir.
Bu noktada, geçen hafta ifade ettiğim gibi, hızlı bir şekilde pazarı genişletmek daha mantıklı hale geliyor. Çünkü bu filtreyi yaptığınız zaman, armatör listesi oldukça daralmış oluyor. Ancak bununla beraber, girişimcinin kendi bölgesindeki fırsatları sonuna kadar zorlayıp imkanları değerlendirip sonra açılmasının daha uygun olacağını düşünüyorum. Yani, önce bizim denizlerimize açılan Patikalarda yürüyelim 😊
Hayatınızda hep keyifle yürüyeceğiniz Patikalar olsun. 😉
Haftaya devam nasipse…
Bir yanıt yazın