
Küçüklüğümden beri en beğenerek ve keyif alarak okuduğum yazılardır gezi yazıları.Yazarın farklı diyarlara doğru yapmış olduğu yolculuklar hep beni cezbetmiş ve ben de o cezbenin içinde farklı dünyalarda kaybolmanın hazzını yaşamışımdır.Ben de her daim böyle uzun yolculuklar yapmayı ve bilinmeyen dünyaları keşfetmeyi hayal etmişimdir.
İşte benim ingiltere yolculuğum bunun ilk adımıydı. Birleşik kırallık içerisindeki İngilterenin hemen hemen her şehrini baştan sona dolaştım.Sonrasında Gallerdi benim ikinci durağım.Çok güzel yolculuklar ve geziler yaptım Krallık ülkesinde.
Birleşik kırallık içindeki doğal güzelliği,düzeni,sessizliği içinde beni kendisine hayran bırakan bu iki ülkeden sonra şimdiki durağım İşkoçya..
Yakın zamanda çok sevgili dostlarımla İckoçyaya doğru uzandık üç dört günlüğüne…Muhteşem doğal güzellikleri,keyifli insanları,etekli ve garip kıyafetli erkekleri,hoş seda aksanlı gençleriyle hakikaten görülmeye değer Krallığın kuzey ülkesi; İskoçya…
Buyrun isterseniz başlayalım yolculuğa..
Öncelikle şunu belirteyim uzun bir yolculuğa çıkıyorsanız rahat bir arabanız,ayrıntılı bir haritanız ve bolca atıştırmalığınız olmalı yol boyunca yanınızda.. Bilinmezliğe doğru keyifli yolculuklarda olmazsa olmaz unsurlardır bunlar.
Biz günler öncesinden planlamaya başlıyoruz İskoçya gezimizi,herşeyin eksiksiz olmasına gayret ediyor ve hoş bir gezinin heyacanıyla bekliyoruz gezi günü sabahını.
Ve beklenen gün geldi nihayet…
Artık gezimiz başlıyor…
Londranın kuzeyine doğru yol almaya başlıyoruz çok hoş hayallerler ve heyacanlarla. Yolcululuğumuzn ilk duragı İngiliz tarihinin dünyaca bilinen kahramanlarından ; hani şu zenginden alıp fakire veren Robin hood’un şehri Nottigham.. Büyük bir kale ile selamlıyor bizi Nottinghamshire. Yönümüzü direk kaleye çeviriyoruz ama inatçı biletçiyle anlaşamıyoruz kale kapısında.Taarruz bir nevi sonuçsuz kalıyor! Kale duvarları oldukça muhkem!
Kaleye giremeden geriye dönüyor ve şehrin içinde dolaşmaya başlıyoruz.Öncelikle İstanbul tarzi tramwaylar şaşırtmıyor değil beni. Hüzünle belirliyor İstanbul silüeti gözümün önünde..
Düşünüyorum da İngiltere’de herhalde böyle bir ulaşım sistemi burdan başka bir yerde yok.
Önceden okuduğum bilgiler şehre dair çok fazla çekici değil ama düzgün ve temiz sokaklarıyla görülmeye değer bir şehir… Hele elinizde çok güzel bir fotoğraf makinası ve yanınızda da fotoğraf delisi arkadaşlarınız varsa hakikaten güzel pozlar yakalamak için dolaşmaya değer.
Bir açan bir kapanan ve hafif yağan yağmurla dans eden güneşin altında şehri hızlıca turlayıp son olarak da şehre kıyasla inanılmaz büyüklükteki katedrali dolaştıktan sonra arabamıza doğru dönüyoruz..Çok güzel ve gizemli bahçeleri olduğu söylenen ama bizim,onu için vaktimizin olmadığı Robin Hood şehrine veda ediyoruz böylece.
Yolculuğumuz devam ederken hemen şunu belirteyim; uzun yolculukların keyifli olması için en önemli şeylerden birisi de tabi ki size eşlik eden arkadaşlarınız.Ben o yönden çok şanslıyım şimdiden yolculuğun çok keyifli geçeceğinin sinyallerini alabiliyorum.
Yolculuğumuz devam ederlen büyük bir golf sahasıyla karşılaşıyoruz.Pek tabi böylesine büyük bir sahayı görüpte dolaşmamak olmaz az çok golfle ilgisi olan biri için. Aracımızdan inip yemyeşil,uçsuz bucaksız, beyaz giyimli yaşlı ingiliz zenginlerin mekanı Thorpe wood golf Course da birkaç güzel poz aldıktan sonra yolumuza devam ediyoruz.İçim gidiyor bir kaç vuruş yapamadığım için ama yolumuz uzun oyalanmaya vaktimiz yok.
Şimdiki istikametimiz Dünya tarihi şehirleri arasında yerini alan Lincoln City.Önceleri gezilere başlamadan once çok namını duyduğum bir şehirdi.Hatta programa almış uzaklığından dolayı vazgeçmiştim.
Lincoln Dünya tarihi miras listesine giren nadide ve hoş şehirlerden birisi..Ben şehirden bahsederken siz büyükçe bir şehir düşünmeyin lütfen .Daha çok kasabavari bir havası var…Tabi burda da bizi, tepede kurulmuş devasa bir katedral uzaktan selamlıyor diğer tüm dolaştığım tarihi şehirlerdeki gibi..Hakikaten çok büyük katadraller..Romalılardan kalma çoğu..Katedralin girişindeki ‘Bu katedralinin ayakta kalabilmesi için haftada ellibin pound gerekiyor lütfen bağış yapın’ yazısı da beni şaşırtıyor tabi..
Katedral şu anda ibadet etmekten daha ziyade farklı seromoniler yapma ve daha önemlisi türistlerin çekim merkezi olarak kullanılıyor.Hadi bunda da başarılı olmuyor değiller..Milyonlarca turist çekiyor tarihi lincoln şehri..
Akşam saatlerinde vardığımızdan çok fazla bir şey görme şansımız olmuyor..Ama gelmişken tarihi roma şehrinin dik sokaklarında ufak bir gezintiye de yer vermeden dönmek istemiyoruz. Lincoln’un sokaklarında keyifle dolaşırken çok değişik çay çeşitleri görüyorum vitrinlerde.. Daha önceleri rastlamamıştım lincollülerin çay sevdasına okumalarımda..Ama sonradan anlıyorum herbirerinin iyi bir çay tiryakisi olduğunu.
Hemen burda şunu belirteyim britanya krallığında hemen hemen tüm şehirlerinde akşam altı civarında tüm şehir sessizliğe gömülüyor.Eğer akşam saatlerinde ulaştıysanız bir şehre yapacağınız tek şey bir otel bulup odanıza yerleşmek veya publara takılmak..Gezilebilecek yerleri görmeniz veya alışveriş yapmanız mümkün değil çünkü.
Lincoln’ın dik sokaklarında gezimizi bitirip yola koyuluyoruz..
Bir yanıt yazın